INTRODUCTION: Helicobacter pylori infection is common all over the world. The present study aims to have platelet indices; to examine the role of platelet count, mean platelet volume (MPV) and platelet distribution width (PDW) as useful, inexpensive, non-invasive biomarkers for monitoring helicobacter pylori therapy.
METHODS: A total of 72 patients who were determined using helicobacter pylori positivity, gastroscopic biopsy and administered eradication treatment were included in this study. Whether these patients were eradicated after treatment was evaluated by testing helicobacter pylori antigen in stool. Eradication was observed in 48 of the patients, and the demographic data and laboratory parameters of the patient group before and after treatment were compared.
RESULTS: The mean age of the patients included in this study was 41.1±12.1. Of the patients, 54 were female and 18 were male. After Helicobacter pylori eradication, a decrease in platelet count and an increase in PDW were detected. The difference was statistically significant (p=0.045 and 0.015, respectively). We did not find any significant difference concerning platelet lymphocyte ratio, neutrophil-lymphocyte ratio and MPV in patients with Helicobacter pylori eradication (p>0.05).
DISCUSSION AND CONCLUSION: In our study, we found a decrease in the number of peripheral platelets and an increase in PDW in patients receiving helicobacter pylori therapy and eradication. We saw that the MPV value did not change. Our findings suggest that platelet count and PDW value, which can be studied in many health institutions and are an inexpensive test, can be useful parameters that can be used to follow the Helicobacter pylori eradication treatment process.
GİRİŞ ve AMAÇ: Helikobakter pilori (HP) enfeksiyonu tüm dünyada yaygın olarak görülmektedir. Bu çalışmanın amacı, trombosit indeksleri olan; trombosit sayısı, ortalama trombosit hacmi (MPV) ve trombosit dağılım genişliğinin (PDW) helikobakter pilori tedavisinin izlenmesinde yararlı, ucuz, invaziv olmayan biyobelirteçler olarak rolünü incelemektir.
YÖNTEM ve GEREÇLER: Çalışmaya, HP pozitifliği, gastroskopik biyopsi ile tespit edilmiş ve eradikasyon tedavisi verilmiş toplam 72 hasta dahil edilmiştir. Bu hastaların, tedavi sonrası eradike olup olmadığı, gaitada HP antijen testi yapılarak değerlendirilmiştir. Hastaların 48’inde eradikasyon sağlandığı görülmüş olup, hasta grubunun tedavi öncesi ve sonrası, demografik verileri ve laboratuvar parametreleri karşılaştırılmıştır.
BULGULAR: Çalışmaya dahil edilen hastaların yaş ortalaması 41.1±12.1’di. Hastaların 54’ü kadın, 18’i erkekti. HP eradikasyonu sonrasında trombosit sayısından azalma ve PDW’de artış saptandı. Aradaki fark istatistiksel olarak anlamlıydı (sırası ile p=0.045 ve 0.015). HP eradikasyonu sağlanan hastalarda trombosit lenfosit oranı, nötrofil lenfosit oranı ve MPV açısından anlamlı bir farka rastlamadık (p>0.05).
TARTIŞMA ve SONUÇ: Çalışmamızda HP tedavisi alan ve eradikasyon sağlanan hastalarda, periferik trombosit sayısında azalma ve PDW de artış saptadık. MPV değerinin ise değişmediğini gördük. Birçok sağlık kuruluşunda çalışılabilen ve ucuz bir tetkik olan, trombosit sayısı ve PDW değerinin, HP eradikasyon tedavi sürecini takip etmek için kullanılabilecek yararlı parametreler olabileceğini düşünüyoruz.