ISSN 2149-0287
Boğaziçi Tıp Dergisi - Bosphorus Med J: 11 (1)
Cilt: 11  Sayı: 1 - 2024
ÖN SAYFALAR
1. 
Front Matter

Sayfalar I - X

ORIJINAL ARAŞTIRMA
2. 
Bir İnme Merkezinde Atrial Fibrilasyon Hastalarının Tedavi Seçimlerinde CHA2DS2-VASc ve HAS-BLED Skorlarının Potansiyel Etkilerinin Geriye Dönük Analizi
Retrospective Analysis of the Potential Effects of CHA2DS2-VASc and HAS-BLED Scores on Treatment Choices for Atrial Fibrillation Patients in a Stroke Center
Işıl Kalyoncu Aslan, Ceren Erkalaycı, Leyla Ramazanoğlu, Kadriye Güleda Keskin
doi: 10.14744/bmj.2024.12599  Sayfalar 1 - 6
GİRİŞ ve AMAÇ: Mevcut bilgilere göre, atriyal fibrilasyon (AF) hastalarında hangi antikoagülasyon tedavi seçeneğinin başlanması gerektiğini gösteren net bir algoritma, belirli durumlar dışında henüz bulunmamaktadır. Amacımız, farklı oral antikoagülan seçimleri ile AF hastalarının CHA₂DS₂-VASc (konjestif kalp yetmezliği, hipertansiyon, yaş, diyabet, inme, vasküler hastalık, yaş, cinsiyet kategorisi) ve HAS-BLED (hipertansiyon, anormal böbrek ve karaciğer fonksiyonu, inme, kanama, labil uluslararası normalleştirilmiş oran (INR), yaşlılık, ilaçlar, ilaçlar veya alkol) skorları arasındaki olası ilişkiyi ve farklı antikoagülan seçimlerinin tedaviye uyumunu değerlendirmektir.
YÖNTEM ve GEREÇLER: İnme merkezimizde takip edilen AF hastalarında oral antikoagülan tercihimizle ilgili olarak hastaların yaş, cinsiyet, CHA₂DS₂-VASc ve HAS-BLED skorlarını retrospektif olarak taradık. İki yüz AF hastası, yeni tanı konulan AF'li hastalar ve tanısı zaten konmuş AF'li hastalar olmak üzere iki ana gruba ayrıldı. AF tanılı hastaların tedavi uyumları dökümante edildi ve her iki gruptaki hastaların taburculuk sırasındaki tedavi tercihleri yaş, cinsiyet, iki skor açısından karşılaştırıldı. Bu skorlar, tedavi tercihleriyle kolay karşılaştırma yapılabilmesi için üç ana gruba ayrıldı. İstatistiksel anlamlılık düzeyi p<0,05 olarak kabul edildi.
BULGULAR: İki yüz hastadan doksan dokuzu hastanemize inme ile prezente olup yeni AF tanısı aldı, diğer yüz bir hasta ise AF tanısı almış ve düzenli veya düzensiz olarak OAK veya NOAK kullanırken inme geçirmişti. İskemik inme ve AF tanısı konmuş hastalara en çok warfarin sodyum (%59.6) reçetelemeyi tercih ettiğimizi belgeledik ve apiksaban (%22.2) ise en çok tercih ettiğimiz NOAK oldu. Bulgularımıza göre, NOAK'ların günlük kullanım doz sayısı ilaç uyumuna herhangi bir fark yaratmıyor. Warfarin sodyumunun düzensiz kullanımı, düzensiz tedavi grubunun büyük bir kısmını oluşturuyor. Yeni tanı konmuş ve zaten bilinen AF'li hastalarda CHA₂DS₂-VASc ve HAS-BLED skorlama sistemleri grupları ile yaptığımız tedavi seçimleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark saptamadık.
TARTIŞMA ve SONUÇ: Oral antikoagülan seçerken hastalar bireysel olarak değerlendirilmeli ve hastaların ilaçları doğru kullanımına teşvik etmeyi, uygun ilaç seçiminden daha önce amaçlamalıyız.

3. 
İstanbul'da Bir Eğitim ve Araştırma Hastanesine Başvuran Erişkin Hastaların Kan Kültürü Sonuçları ve Antibiyotik Duyarlılıklarının Analizi
Analysis of Blood Culture Results and Antibiotic Sensitivities in Adult Patients Applying to a Training and Research Hospital in Istanbul
Fatma Sarı Doğan, Ebru Ünal Akoğlu, Tuba Cimilli Öztürk
doi: 10.14744/bmj.2024.72623  Sayfalar 7 - 14
GİRİŞ ve AMAÇ: Mikroorganizmaların kana karışıp çok hızlı bir şekilde yayılarak oluşturduğu ve hayatı tehdit eden durum, sepsis olarak adlandırılır. Sepsis kılavuzlarında erken antibiyotik tedavisine başlamak, tedavinin temel basamak-larındandır. Bu nedenle, etkenlerin duyarlı olduğu antibiyotiklerin bilinmesi gereklidir. Çalışmamızın amacı, hastanemiz acil servisine başvurmuş ve yataklı servis veya yoğun bakım ünitesinde tedavi görmüş hastalardan alınan kan kültürlerinde üreyen mikroorganizmaların duyarlı ve dirençli olduğu antibiyotiklerin belirlenmesidir.
YÖNTEM ve GEREÇLER: Hastanemizde 2018-2019 arası 1 yıllık dönemde alınan kan kültürü sonuçları retrospektif olarak incelendi. Kan kültürlerinin alındığı hastaların yaşı, cinsiyeti, üreyen mikroorganizmalar ve duyarlı/dirençli oldukları antibiyotikler kaydedilerek istatistiksel olarak analiz edildi.
BULGULAR: Toplam 1232 kan kültürü çalışmaya dahil edildi, 182 kan kültüründe üreme gözlendi. En sık izole edilen patojenler sırasıyla; Staphylococcus epidermidis, Staphylococcus aureus, Escherichia coli, Enterococcus faecalis ve Acinetobacter baumannii'dir. Stafilokokların en duyarlı olduğu antibiyotikler trimetoprim-sülfametoksazol, vankomisin ve gentamisin iken en yüksek direnç ertapenem ve penisiline karşı bulundu. Metisiline dirençli koagülaz negatif stafilokoklar (MRKNS) %54.1, metisiline dirençli Staphylococcus aureus (MRSA) oranı %28 idi. Escherichia coli için seftriakson direnci %72, siprofloksasin direnci %68.4 iken gentamisine %82.4, karbapenemlere %100 duyarlıydı. Çoklu ilaç direnci %61 idi.
TARTIŞMA ve SONUÇ: Çalışmamızda kan kültürlerinden sırasıyla en sık Staphylococcus epidermidis, Staphylococcus aureus, Escherichia coli, Enterococcus faecalis ve Acinetobacter baumannii izole edildi. Stafilokoklarda ve enterokoklarda vankomisin direnci gözlenmedi. Escherichia coli'nin siproflok-sasin ve seftriakson direncinin yüksek olduğu, aminoglikozid ve karbapenemlere duyarlı olduğu gözlendi. Ayrıca çoklu ilaç direncinin oldukça yüksek olduğunu tespit ettik. Sepsis ve bakteriyemi tedavisinde erken dönemde uygun antibiyotik başlayabilmek mortaliteyi azaltır. Hastalardan en sık izole edilen patojenleri ve bu patojenlerin antibiyotik duyarlılık ve direnç durumunu belirlemek bu nedenle önemlidir.

4. 
İntravenöz Trombolitik Tedavisi Sonrası İnme Ünitesinde Kalış Süresini Etkileyen Faktörler: Retrospektif Bir Çalışma
Factors Affecting Length of Stay in a Stroke Unit After Intravenous Thrombolytic Therapy: A Retrospective Study
Şerife Kelle Dikbaş, Işıl Kalyoncu Aslan
doi: 10.14744/bmj.2024.37450  Sayfalar 15 - 22
GİRİŞ ve AMAÇ: Bu çalışmada, akut iskemik inmede IV trombolitik tedavi sonrası inme ünitesinde yatış süresi ve etkileyen faktörler incelenmiştir.
YÖNTEM ve GEREÇLER: Retrospektif tipinde tasarlanan bu çalışmada, İstanbul'da bir devlet hastanesinin inme ünitesine inme tanısı ile kabul edilen 334 hastadan IV trombolitik tedavi uygulanan 152 hasta örneklemi oluşturmuştur. Hastaların sosyodemografik ve klinik verilerine erişmek için hastane kayıt sistemi, hemşire gözlem notları ve hastane arşivindeki hasta dosyaları araştırmacı tarafından incelenmiştir. Normal dağılıma uygun parametreler arasındaki ilişkiler Pearson korelasyon analizi ile analiz edilmiş; tanımlayıcı istatistiksel metodlar kullanılmıştır.
BULGULAR: İnme ünitesindeki ortalama yatış süresi 3.2±3(2) gün olarak bulunmuştur. Hastalarda yatış sürecinde %44.1 (67) oranında komplikasyon gelişmiştir. Bu komplikasyonlar arasında solunumla ilişkili komplikasyonlar %19.5 (13) ile en yüksek oranda olup, bunu beyin kanaması ve beyin ödemi %18 (12) takip etmiştir. Hastaların transfer edilme sebepleri arasında en sık rastlananı %82.3 (125) ile rutin transfer olmuş-tur. İnme ünitesinde kalış süresi ile inme şiddeti arasında pozitif yönlü bir korelasyon (r=0.261; p<0.05) bulunmuştur. Ayrıca, inme ünitesinde kalış süresi ile hastanın yaşı arasında pozitif bir ilişki (r=0.026; p<0.05) ve IV trombolitik tedavi öncesi Glasgow Koma Skalası ile negatif bir ilişki (r=-0.220; p<0.05) tespit edilmiştir.
TARTIŞMA ve SONUÇ: IV tPA hastalarının yakın gözlemi sayesinde kısa hastanede kalış süreleri ve düşük ölüm oranları elde edilmiştir. IV trombolitik tedavi alan hastalarda inme ünitesinde kalış süresi boyunca komplikasyon gelişimi, inme şiddeti, yaş, sigara ve alkol kullanımı gibi faktörler hastanede kalış süresini etkilemektedir.

OLGU SUNUMU
5. 
Floroskopi ve Ultrasound Rehberliğinde Hedef Arter Ponksiyonu Yoluyla Tip 2 Endoleak’in Etkin Perkütan Tedavisi
Effective Percutaneous Treatment of Type 2 Endoleak via Target Artery Punction Under the Guidance of Fluoroscopy and Ultrasound
Abdulrahman Naser, Khagani Isgandarov, Ahmet Kemal Fırat, Müslüm Şahin, Oya Güven
doi: 10.14744/bmj.2024.45822  Sayfalar 23 - 26
Endoleak, anevrizma rüptürünü hızlandırabilen endovasküler anevrizma onarımı (EVAR) işleminin önemli bir komplikasyonudur. Endoleakler, girişimsel radyoloji kliniklerinin yanı sıra girişimsel kardiyologlar ve kalp-damar cerrahları tarafından da tedavi edilmektedir. Bu yazıda, tip II endoleak'in kardiyoloji ekibi tarafından başarılı bir şekilde onarıldığını sunuyoruz. 65 yaşındaki erkek hasta, sol ana iliak arter anevrizması (CIA) rüptürü nedeniyle acil EVAR ile tedavi edilmiştir. İşlem sonrasında yapılan kontrol bilgisayarlı tomografik anjiyografide (BTA), sol internal iliak arterden beslenen tip II endoleak tespit edildi ve koil embolizasyonu uygulandı. Endoleak'in perkütan koil ve Onyx embolizasyonu, kardiyoloji kliniklerinde floroskopi ve ultrason rehberliğinde hedef damarın doğrudan delinmesiyle güvenle gerçekleştirilebilmektedir.

6. 
BOS Diversiyonu ile Tedavi Edilen İntrakraniyal Hipertansiyona Bağlı Sensörimotor Radikülopati: Olgu Sunumu
Sensorimotor Radiculopathy Caused by Intracranial Hypertension Treated with CSF Diversion: Case Report
Deniz Şirinoğlu, Ozan Başkurt, Idris Avcı, Mehmet Volkan Aydın
doi: 10.14744/bmj.2024.20438  Sayfalar 27 - 30
İdiyopatik intrakraniyal hipertansiyon veya psödotümör serebri, radyolojik intrakraniyal kitle veya obstrüktif hidrosefali bulguları olmadan kafa içi basıncın artması olarak tanımlanır. Tipik semptomlar baş ağrısı, mide bulantısı, görme bozuklukları ve papilödemdir. Bazı durumlarda, radikülopati akral paresteziler, sırt ağrısı ve radiküler ağrı olarak ortaya çıkabilir. İdiyopatik intrakraniyal hipertansiyonun neden olduğu, düşük ayak ile prezente ender bir sensöri-motor radikülopati vakasını ve beyin omurilik sıvısı diversiyonu ile tedavisini sunuyoruz.

LookUs & Online Makale